2 Mayıs 2010 Pazar

MEVSİMLER

Bir zamanlar dört oğlu olan bir adam varmış. Çocuklarının çok erken karar vermemelerini ve önyargılı olmamalarını sağlamak için onları bu konuda eğitmek istemiş. Böylece her birini uzak bir yerde duran Ağacın yanına göndermiş ve ona bakmalarını istemiş.
İlk oğlan kışın gitmis, Ikincisi Ilkbahar, ucuncusu yazin ve sonuncusu sonbaharda. Geri donduklerinde hepsini bir araya cagirmis ve ne gorduklerini sormus.
Ilk Oglan Agacin cok cirkin, yasli ve kupkuru oldugunu soylemis.
Ikinci oglan "Hayir! Cicekleri vardi ve kokusuyla goruntusuyle o kadar muhtesemdi ki daha once hic boyle bir sey gormemistim." demis.
Ucuncu oglan baska fikirdeydi; agacin meyvelerle dolu, canli ve hayat dolu oldugunu belirtmis.
Sonuncu Oglan hepsinin haksiz oldugunu soylemis, "agac sari,yesil ve rengarenk yapraklarla doluydu ve canliydi." demis.
Yasli Adam Ogullarina hepsinin hakli oldugunu soylemis. Cunku hepsi farkli mevsimlerde agaci gormeye gitmisti. Onlara bir Agaci veya bir Insani kisa bir sure veya bir donem(mevsim) tanidiktan sonra yargilayamayacaklarini anlatmaya calisti. Ya da neye sahip olup olmadiklarini goremeyeceklerini ...
Gercekleri ancak 4 mevsimi de gordukten sonra anlarsiniz .
Eger KISIN vazgecerseniz, Ilkbaharin nimetinden olursunuz, Yazin Guzelliginden ve Sonbaharin butunlugunden de...
Bir mevsimin acisinin, diger guzel mevsimleri parcalamasina izin vermeyin.
Hayatinizi ya da insanlari bir mevsim (bir donem) yuzunden,bir soz ve ya bir bakis yuzunden,
kisa bir anlik sinirle,ofkeyle, tanimadan ve anlamadan yargilamayin...Ön yargili olmayin...

Sevin, çünkü sevmek en güzel şey...

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder