
Bu geleneğe Kanada'dan başka, Sibirya'nın Tunguz kabileleri arasında rastlanılmaktadır. Ora ormanlarının küçük açıklıklarında dumandan kararmış yarım düzine ayı kafatasının sergilendiği, Avrupalı gezginler tarafından görülmüştür. Gezginler, hayatlarına mal olacağım bildikleri için, müzelere götürmek istedikleri halde bu kafataslarına el sürmeye cesaret edememişlerdir. Tunguzlar ayı eti yemedikleri gibi, bunu kızak köpeklerine de yedirmezler.
Bu yerlilerin davranışı korkudan çok, dine dayanır. Yoksa ayılar insanlık için hiç bir zaman bir tehlike olmamışlardır. İnsanlarla ayılar arasındaki boğuşmalara dair birçok hikâye anlatılırsa da, eldeki deliller, bir ayının insana saldırmasının tesadüf sonucu olduğunu veya ayının insan tarafından kızdırılmasından ileri geldiğini göstermektedir. Ayılar çoğunlukla yumuşak başlı ve özellikle İçendi kendilerine yeterli yaratıklardır.
Ayının insanla boğuşurken, düşmanına sarıldığına ve onu, kollarının arasında sıkarak öldürdüğüne dair anlatılanların da aslı yoktur. Saldırıya geçtiği vakit düşmanına genellikle pençe atar. Ağır kollarının müthiş kuvveti ise tırnaklarını, düşmanının vücudunun oldukça derînine kadar saplar.
Bir ayı gördüğünüzde lütfen ayıyla zıtlaşmayınız:)) Aslında ayıyı görür görmez hemen yüz üstü hareketsiz bir şekilde yere uzanmak gerekiyormuş. Böylece ayıyı şaşırtıp sırtınıza basarak geçmesini sağlayabilirsiniz. Böylece sırt ağrılarınız da bir da olmayacaktır.:)))
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder